Anlaşmalı Boşanma ve Tek Celsede Boşanma Nedir?

Anlaşmalı Boşanma ve Tek Celsede Boşanma Nedir?

Boşanma Davası Nedir?

Boşanma; ölüm, gaiplik ve cinsiyet değiştirme gibi evlilik birliğini sona erdiren sebepler arasındadır. Boşanma davaları;

  1. Anlaşmalı boşanma davası
  2. Çekişmeli boşanma davası

olarak ikiye ayrılmaktadır.

Anlaşmalı Boşanma Davası

Eşlerin anlaşarak mahkemeye birlikte başvurması veya eşlerden birinin açtığı çekişmeli boşanma davasını diğer eşin kabul etmesi ile , anlaşmalı boşanma davası açılmış olur. Anlaşmalı boşanma davası genellikle bir protokolün mahkemeye sunulmasıyla olur.

Anlaşmalı Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Anlaşmalı boşanma davaları, duruma ve dosyanın tevzi edildiği mahkemenin iş yüküne göre 1-2 hafta kadar da sürebilmektedir, 3-5 ay kadar da sürebilmektedir.

Anlaşmalı Boşanma Davasını Kim Açabilir?

Anlaşmalı boşanma davasını yalnızca boşanmayı isteyen eşler açabilir. Eşler dışında üçüncü kişilerin anlaşmalı boşanma davası açmaları mümkün değil.

Anlaşmalı Boşanma Davasının Hukuki Dayanağı

Anlaşmalı boşanma davası, Türk Medeni Kanunumuzda evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası( şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası )düzenlenmiş olduğu 166. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmiştir.

TMK 166/3. Madde:

“Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.”

Anlaşmalı Boşanma Davasının Şartları


Anlaşmalı boşanma davasının şartları ;

  1. Taraflar arasındaki evlilik birliği en az 1 yıl sürmüş olmalı,
  2. Eşler arasında boşanma ve boşanmanın mali sonuçları ile müşterek çocukların(varsa) durumuna ilişkin olarak anlaşma sağlanmış olmalı,
  3. Anlaşmalı boşanma davası, gerekli harç ve masraflar yatırılarak usulüne uygun olarak açılmış olmalı,
  4. Taraflar duruşma tarihinde bizzat duruşmaya katılmalı ve anlaşma şartlarını sözlü olarak onaylamalı,
  5. Hakim tarafından tarafların ve çocukların menfaati gözetilmek suretiyle anlaşma şartlarında değişiklik yapılırsa, bu değişiklikler taraflarca kabul edilmiş olmalıdır.

Hakimin boşanma kararını verebilmesi için, tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve taraflarca düzenlenen protokolde boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunu uygun bulması şarttır.

Anlaşmalı Boşanmada Boşanmanın Ferileri

Boşanmanın ferileri: Velayet ve nafaka ile maddi ve manevi tazminattır. Tarafların kendi aralarında anlaşmaları halinde boşanmanın ferilerine ilişkin olarak da protokolde bahsedilebilir. Anlaşmalı boşanma davasında boşanmanın ferilerini kamu düzeninin ve hukuk kurallarının sınırları dahilinde taraflar serbestçe takdir edebilir. Ancak hakim, somut olayda gerekli gördüğü değişiklikleri yapacaktır.

a) Anlaşmalı Boşanmada Müşterek Çocukların Velayeti

Velayet hususu, boşanmanın gerçekleşmesi ve hükmün kesinleşmesi sonrasında müşterek çocuğun eğitim, bakım, gözetim gibi ihtiyaçlarından kimin sorumlu olacağı ve bu tip hususlara ilişkin kararı hangi eşin alacağı gibi konuları içermektedir. Türk Medeni Kanunumuzda kural olarak ortak velayet söz konusu değildir, hukuken mümkün olduğu da tartışmalıdır.

b) Anlaşmalı Boşanmada Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Kararı

Çocukla kişisel ilişki kurulması, velayet kendisine bırakılmamış olan tarafın müşterek çocuk ile görüşmesine ilişkin olarak protokole eklenmesi gerekli olan unsurlardan birisidir.

Taraflar anlaşmalı boşanma protokolüne çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin olarak da hüküm ekler ve istekte bulunabilirler. Bu husus taraflarca icra edilebilirlik yönünden eksik düzenleme yapılması halinde hakim tarafından da kişisel ilişkiye dair hüküm verebilir. Çünkü müşterek çocuk ile kişisel ilişki, yalnızca ebeveynler için değil, çocuğun üstün yararı açısından da önem arz etmektedir ve kamu düzenini ilgilendirmektedir.

c) Anlaşmalı Boşanmada Nafaka

Nafaka, Türk Medeni Kanunumuzda düzenlenmiş olan koşulların varlığı halinde, mahkeme kararıyla: Bir eşin, diğer eşe veya bir kişinin, yardıma muhtaç olan yakınına(örneğin babasına, annesine, çocuğuna vb. gibi) ödemekle yükümlü tutulduğu ödenektir. Boşanma davalarında tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası adı altında üç çeşit farklı nafaka türü vardır.

Anlaşmalı boşanma protokolünde taraflar, yoksulluk nafakası hususunda anlaşmışlarsa hüküm bu şekilde verilecektir. Ancak tarafların yoksulluk nafakasından açıkça vazgeçmiş olmaları, yahut protokol gereği tarafların nafaka istemediklerinin anlaşılması halinde sonradan yoksulluk nafakasına hükmolunmaz. Anlaşmada kararlaştırılan hususlar sonrasında dava ile istenemez.

Bununla birlikte anlaşmalı boşanma protokolünde iştirak nafakasına ilişkin hiçbir husus düzenlenmemişse olsa veya hatta iştirak nafakasından feragat edilmiş olsa da iştirak nafakası için dava açabilirler. İştirak nafakası müşterek çocuk veya çocuklar lehine hükmolunan bir nafaka olduğundan dolayı tarafların feragati geçerli olmayacaktır.

Anlaşmalı Boşanma Davasında Mal Paylaşımı

Mal paylaşımı hususunda karara varılması zorunlu değildir, çünkü anlaşmalı boşanma davası sonrasında dileyen eş mal paylaşımı davası açarak eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesini talep edebilir. Yani anlaşmalı boşanma davasında mal paylaşımının gerçekleştirilmemesi halinde eşler, açıkça mal paylaşımından kaynaklı alacaklarından usulüne uygun bir şekilde feragat etmemişlerse, mal rejiminden kaynaklı alacaklarından feragat etmiş sayılmazlar ve sonradan 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde mal paylaşımı davası açabilirler.

Anlaşmalı Boşanma Davasında Eşyaların Durumu

Anlaşmalı boşanma davalarında, sunulan protokolde eşyaların paylaşılmış olması gerekir. Taraflar, eşyaları paylaştıklarına yahut ne şekilde paylaşacaklarına dair hususu protokolde usule ve esasa uygun olarak düzenlemelidir.

Anlaşmalı Boşanma Davasında Ziynet Eşyaları

Ziynet eşyaları, düğünde takılan para, altın vb. takılar ve verilen hediyeleri ifade etmek için kullanılır. Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca, birkaç istisnai durumun varlığı ve bu istisnai durumların ispatının sağlanması halleri haricinde ziynet eşyalarının tümünün kural olarak niteliği gereği kadına ait oldukları kabul edilmektedir. Ancak eğer boşanma protokolü hazırlanırken kadın eş tarafından ziynet eşyalarından feragat edildiği açıkça belirtilmişse, ziynet eşyalarının erkek eşte kalması olası bir durumdur.

Anlaşmalı Boşanma Davasında Görevli Mahkeme

Anlaşmalı boşanma davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk mahkemeleri davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakacaklardır.